Etiket: mahkeme

Miras Hukuku

Gaiplik Nedir?

Gaiplik kararı, ölüm tehlikesi içinde kaybolmuş ya da kendisinden uzun bir süre haber alınamayan; ölme olasılığı yüksek olan kişilerin; mahkeme kararı ile hukuki olarak kişiliğine son verilmesine denir. Gaipliğe kendiliğinden karar verilemez. Ölüm tehlikesi içinde kaybolan kişinin, kaybolmasından itibaren 1 yıl geçtikten sonra ilgililerin mahkemeye başvurabilir. Uzun zamandan beri haber alınamayan hallerde son haber alma tarihinden itibaren, 5 yıl geçtikten sonra ilgililer mahkemeye başvurulması gerekir.

Türkiyedeki son yerleşim yeri sulh mahkemesinde görülen çekişmesiz yargı işidir. 6 ay arayla iki kez ilan verilmeden gaiplik kararı verilememektedir. Geriye dönük etkili bir karardır. Yani kişinin kaybolduğu günden itibaren hüküm ve sonuçlarını doğurmaktadır.

Gaiplik kararı ile evlilik kendiliğinden sona ermez. Gaibin eşi ya gaiplik davasıyla birlikte ya da gaibin eşinin ayrıca açacağı bir dava ile evliliğin feshi gerçekleşir. Evlilik feshedilmediği müddetçe; bu evlilik hukuken devam ediyor kabul edildiğinden sağ kalan eş bir çocuk dünyaya getirirse; bu çocuğun babası karine olarak hala koca olan gaip olan eş sayılır. Evlilik feshedilirse de evliliğin sona ermesinden itibaren; 300 gün içinde doğan çocukların eski eşin baba sayılacağı babalık karinesi için 300 günlük süre, ölüm tehlikesi içinde kaybolma ya da son haber alma tarihinden itibaren işlemeye başlamaktadır.

Gaiplik Kararının Verilmesi

Gaiplik kararının verilmesiyle birlikte gaibin mirası kendiliğinden açılmaktadır. Fakat gaibin mirası teminat karşılığında mirasçılara teslim edilmektedir. Teminat; ölüm tehlikesi içinde kaybolma halinde tereke mallarının tesliminden itibaren 5 yıl için, uzun süreden beri haber alınamama hali için son haber alma tarihinden itibaren 15 yıl ve her halde gaibin 100 yaşına varmasına kadar gösterilir.

Gaip ortaya çıkarsa herhangi bir süre olmadan mallarını isteme hakkı vardır. Mirasçı iyi niyetli ise elinde kalanı verir.

Üstün dereceli mirasçılar çıkarsa, terekeyi elinde bulunduranlar iyi niyetli iseler; üstün hak sahiplerine karşı geri verme yükümlülükleri miras sebebiyle istihkak davasının bağlı olduğu zamanaşımına tabidir. İyi niyetli (zilyede) kullanana karşı miras sebebiyle (istihkak) geri alım davasının zamanaşımı süresi; davacının hakkının tercih edilecek üstün bir hak olduğunu ve davalının zilyet bulunduğunu öğrendiği günden itibaren; bir yıl ve her halde mirasbırakanın ölümünden veya vasiyetnamenin açılmasından itibaren 10 yıldır.

Karaçanta Avukatlık ve Hukuk Bürosu – izmir avukat

Boşanma ve aile hukuku, ağırlıklı olarak çalışma alanlarımız arasındadır. İzmir’de boşanma davalarına baktığımız ve edindiğimiz tecrübeyi güncel hukuki mevzuatla birleştirerek boşanma öncesinde statünüzün / haklarınızın belirlenmesi ile dava sırasında en iyi şekilde temsil edilmeniz hususunda gerekli hukuki desteği vermekteyiz. izmir aile hukuku avukatı arayışınızda, boşanma ve aile hukuku ile ilgili olarak, internet sitemiz ve avukat@karacanta.av.tr e-posta adreslerimiz üzerinden avukatlarımıza soru yöneltip, dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ücretsiz ön bilgi alabilirsiniz. “gaiplik” konusunda hukuki destek almak ve uzman avukat arayışlarınızda bizimle iletişime geçebilirsiniz.

intifa Hakkı Nedir?

intifa hakkı nedir, başkasına ait bir eşya veya malvarlığı üzerinde, belirli bir kişiye tam yararlanma imkanı tanıyan bir irtifak hakkıdır. Hakkı olan gayrimenkulün maliki, eşyanın veya hakkın öz değeri kendisinindir. Ancak bunlardan elde edilecek yararları belirli bir kişiye tahsis edilmiştir. Hak sahibi, intifa konusu olan şeyi satamaz ancak ondan yararlanma hakkı vardır.

İntifa Hakkı Nasıl Kurulur?

  • Sözleşme ile kurulan ,
  • Mahkeme kararı ile kurulan,
  • Kanuni intifa hakkı,

olmak üzere üç şekilde karşımıza çıkmaktadır.

1-) Sözleşme İle Kurulan İntifa Hakkı

Taşınmazlar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenip, tapuya tescili ile tesis edilmektedir. İntifa hakkı tapuya tescil ile doğmaktadır. Bir taşınmaz maliki nasıl ki taşınmazını satabiliyorsa bir üçüncü kişi yararına intifa hakkı da tesis edebilmektedir. Bu üçüncü kişi gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişi de olmaktadır.

Uygulamada genellikle bir taşınmazın tamamına (kuru mülkiyeti ve intifa hakkına) sahip olan kimse intifa hakkını üzerinde tutarak kuru mülkiyetinin satışını yapmakta bu yolla intifa hakkının tapu kütüğüne tescili zorunluluğu doğmaktadır. Örneğin, baba taşınmazının intifa hakkını üzerinde tutarak kuru mülkiyetini çocuklarına bağışlamakta veya satmaktadır. Bu durumun tersi de mümkündür. Başka bir deyişle, malikin kuru mülkiyeti kendi üzerinde tutarak başkası lehine intifa hakkı tesis etmesi de mümkündür.

2-)Kanuni İntifa Hakkı

Kanuni intifa hakkı, kanunda öngörülen intifa hakkıdır. İntifa hakkının doğması ancak tapu kütüğüne tescil ile olur demiştik ancak bu durumun bir istisnası kanuni intifa hakkıdır. Taşınmaz üzerindeki kanuni intifa hakkı, tapu kütüğüne tescil edilmemiş olsa bile, bu durumu bilenlere karşı ileri sürme hakkı vardır. Buna karşılık tescil edilmiş ise, herkese karşı ileri sürme hakkı vardır. Kanundan doğan intifa hakları şu şekildedir:

  • Mirasta sağ kalan eşin intifa hakkı (23 Kasım 1990 tarih 3678 sayılı Kanunla Medeni Kanun’da yapılan değişiklikle sağ kalan eşin mirastan gelen intifa hakkı kaldırılmıştır. Dolayısıyla, ancak 23 Kasım 1990 tarihinden önceki ölümlerde, ölüm tarihindeki yürürlükte olan mevzuat uygulanacağından sağ kalan eşin intifa hakkını seçmesi mümkündür.)
  • Ana babanın velayetleri altındaki küçüğün malları üzerindeki intifa hakkı
  • Eşlerin birbirinin malları üzerindeki intifa hakkı

3-) Mahkeme Kararıyla Kurulan İntifa Hakkı

İntifa hakkının konusu taşınmaz ise, intifa hakkının kurulmasına ilişkin sözleşmenin resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Malikin tescil talebinden kaçınması halinde, alacaklı intifa hakkının yargısal tesisini sağlama hakkı vardır. Mahkeme kararı ile birlikte intifa hakkı tescilsiz olarak doğar bu tescilsiz kazanıma bir örnektir. Önemli nokta şudur ki, mahkeme kararına istinaden kurulacak intifa haklarında kesinleşmiş mahkeme kararı aranmaktadır.

İntifa Hakkı Nasıl Sona Erer?

İntifa hakkının sona ermesi tıpkı kurulmasında olduğu gibi çeşitlilik gösterir. Taşınmaz üzerinde tahsis edilen intifa hakkının sona ermesi için birden fazla neden bulunmaktadır. Bunlar;

  • İntifa hakkı bir süre ile sınırlı olarak kurulmuş ise sürenin dolması veya hakkının feragati
  • Ölüm veya kişiliğin sona ermesi (Tüzel kişiliğin sona ermesi, gaiplik vs.)
  • Terkin
  • Yüklü taşınmazın tamamen yok olması
  • Taşınmazın kamulaştırılması
  • Taşınmazın cebri icra yoluyla satılması
  • Mahkeme kararı

olarak sıralayabiliriz.

Karaçanta Avukatlık ve Hukuk Bürosu – izmir avukat

Gayrimenkul hukuku, ağırlıklı olarak çalışma alanlarımız arasındadır. İzmir’de gayrimenkul davalarına bakmaktayız. Tecrübemizi güncel hukuki mevzuatla birleştirerek dava öncesinde statünüzün / haklarınızın belirlenmesiyle davanıza bakmaktayız. Davanızda en iyi şekilde temsil edilmeniz hususunda gerekli hukuki desteği vermekteyiz. izmir gayrimenkul avukatı arayışınızda; gayrimenkul hukuku ile ilgili olarak, internet sitemiz ve avukat@karacanta.av.tr e-posta adreslerimiz üzerinden avukatlarımıza soru yöneltip, gayrimenkul süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ücretsiz ön bilgi alabilirsiniz. “intifa hakkı nedir” konusunda hukuki destek almak ve avukat arayışlarınızda bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Aile Hukuku

İddet Müddeti (Bekleme Süresi)

İddet müddeti , bekleme süresi anlamına gelir. Evliliği sona eren kadının, boşanma kararı kesinleşmesinden itibaren 300 gün içerisinde evlenmesine olanak tanımamaktadır. Bunun temel nedeni kadının hamile kalma ihtimali ve soybağında karışıklık yaşanmamasıdır.

Yukarıda kısaca anlattığımız iddet müddetini Medeni Kanunumuz şöyle tanımlanmaktadır;

TMK 132 “Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez.

Doğurmakla süre biter.

Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hallerinde mahkeme bu süreyi kaldırır.”

Medeni kanunun 132.maddesinden anlaşılacağı gibi iddet müddetinin kaldırılması mümkündür. Gelişen teknoloji ile kadının hamile olunmadığı ispatlandığı sürece bekleme süresi dolmadan yeniden evlenmek mümkündür.

Peki iddet müddeti nasıl kaldırılır?

Şöyle ki, öncelikle iddet müddeti kaldırılması istemli bir dava açılır ardından mahkemenin yönlendireceği hastaneden hamile olunmadığına dair rapor alınır ve bu rapora istinaden mahkeme sürenin kaldırılmasına dair karar verir. Bu dava kısa sürede karara bağlanan bir dava olma özelliğini taşır.

Karaçanta Avukatlık ve Hukuk Bürosu

Boşanma ve aile hukuku, ağırlıklı olarak çalışma alanlarımız arasındadır. İzmir’de boşanma davalarına baktığımız ve edindiğimiz tecrübeyi güncel hukuki mevzuatla birleştirerek boşanma öncesinde statünüzün / haklarınızın belirlenmesi ile boşanma davası sırasında en iyi şekilde temsil edilmeniz hususunda gerekli hukuki desteği vermektedir. izmir boşanma avukatı arayışınızda, boşanma ve aile hukuku ile ilgili olarak, internet sitemiz ve avukat@karacanta.av.tr e-posta adreslerimiz üzerinden avukatlarımıza soru yöneltebilir, boşanma süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile boşanma davası ücret ve masrafları konusunda ücretsiz ön bilgi alabilirsiniz. “iddet müddeti” konusunda hukuki destek almak ve izmir avukat arayışlarınızda bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Miras Hukuku

İntifa Hakkı – İzmir Gayrimenkul Avukatı

İntifa Hakkı Nedir?

İntifa hakkı , başkasına ait bir eşya veya malvarlığı üzerinde, belirli bir kişiye, tam yararlanma imkanı sağlayan bir irtifak hakkıdır. İntifa hakkının kurulması ile gayrimenkulün maliki, eşyanın veya hakkın öz değerini kendisinde tutmakta, buna karşılık, bunlardan elde edilebilecek yararları belirli bir kişiye tahsis etmektedir. izmir gayrimenkul avukatı arayışınızda bizimle iletişime geçmek için tıklayınız.

İntifa Hakkı Nasıl Olur?

İntifa hakkı, sözleşme ile kurulan, mahkeme kararı ile kurulan ve kanuni intifa hakkı olmak üzere üç şekilde karşımıza çıkmaktadır:

1. Sözleşmeyle Kurulan İntifa Hakkı

Taşınmazlar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenip, tapuya tescili ile tesis edilmektedir. Taşınmaz mülkiyetinin intikaline ilişkin kanuni hükümler, taşınmazlar üzerinde tesis edilen intifa haklarında da uygulanmaktadır. Dolayısıyla, bir taşınmaz maliki nasıl ki taşınmazını satabiliyorsa bir üçüncü kişi yararına intifa hakkı da tesis edebilmektedir. Bu üçüncü kişi gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişi de olabilir.

Uygulamada genellikle bir taşınmazın tamamına (kuru mülkiyeti ve intifa hakkına) sahip olan kimse intifa hakkını üzerinde tutarak kuru mülkiyetinin satışını yapmakta bu yolla intifa hakkının tapu kütüğüne tescili zarureti doğmaktadır. Örneğin, baba taşınmazının intifa hakkını üzerinde tutarak kuru mülkiyetini çocuklarına bağışlamakta veya satmaktadır. Elbette ki, bu durumun tersi de mümkündür. Başka bir deyişle, malikin kuru mülkiyeti kendi üzerinde tutarak başkası lehine intifa hakkı tesis etmesi de mümkündür.

2. Kanuni İntifa Hakkı

Kanuni intifa hakkı, kanunda öngörülen intifa haklarıdır. Taşınmaz üzerindeki kanuni intifa hakkı, tapu kütüğüne tescil edilmemiş olsa bile, durumu bilenlere karşı ileri sürülebilmektedir. Buna karşılık tescil edilmiş ise, herkese karşı ileri sürülebilecektir. Kanundan doğan intifa hakları şu şekilde sıralanmaktadır:

  • Mirasta sağ kalan eşin intifa hakkı (23 Kasım 1990 tarih 3678 sayılı Kanunla Medeni Kanun’da yapılan değişiklikle sağ kalan eşin mirastan gelen intifa hakkı kaldırılmıştır. Dolayısıyla, ancak 23 Kasım 1990 tarihinden önceki ölümlerde, ölüm tarihindeki yürürlükte olan mevzuat uygulanacağından sağ kalan eşin intifa hakkını seçmesi mümkündür.)
  • Ana babanın velayetleri altındaki küçüğün malları üzerindeki intifa hakkı
  • Kocanın karısının malları üzerindeki intifa hakkı

3. Mahkeme Kararıyla Kurulan İntifa Hakkı

İntifa hakkının konusu taşınmaz ise, intifa hakkının kurulmasına ilişkin sözleşmenin resmi şekilde yapılması gerekmektedir. Malikin tescil talebinden kaçınması halinde, alacaklı intifa hakkının yargısal tesisini sağlayabilir. Mahkeme kararı ile birlikte intifa hakkı tescilsiz olarak doğar. Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki, mahkeme kararına istinaden kurulacak intifa haklarında kesinleşmiş mahkeme kararı aranmaktadır.

İntifa Hakkı Sona Ermesi

İntifa hakkının sona ermesi de tıpkı kurulması gibi intifa hakkının konusuna göre çeşitlilik göstermektedir. Taşınmaz üzerine tahsis edilen intifa hakkının sona ermesi için birden fazla neden bulunmaktadır. Bunlar;

  • İntifa hakkı bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa, sürenin dolması veya intifa hakkının feragati
  • Ölüm veya kişiliğin ortadan kalkması (tüzel kişiliğin sona ermesi, gaiplik vs.)
  • Terkin
  • Taşınmazın tamamen yok olması
  • Taşınmazın kamulaştırılması
  • Taşınmazın cebri icra yoluyla satılması
  • Mahkeme kararı

olarak sıralanabilir. Taşınır eşyalar veya alacak hakları üzerinde intifa hakkının sona ermesi ise iki türlüdür. Bunlardan birincisi, taşınırın yok olması veya alacak hakkının sona ermesi şeklinde gerçekleşir. İkinci ihtimal ise, intifa hakkının süreye bağlı olması varsayımında sürenin geçmesi, süreye bağlı değil ise hak sahibinin ölmesi ya da kişiliğinin ortadan kalkması şeklinde ortaya çıkmaktadır.

İntifa hakkının sona ermesiyle birlikte hak sahibi, intifa hakkı sahibi konusu olan şeyi malike iade etmek zorundadır. Kural olarak intifa hakkı sahibinin, eşyayı aldığı şekliyle iade etmesi gerekmektedir. Normal kullanmanın yol açtığı aşınma ve eskimelerden intifa hakkı sahibi sorumlu tutulamamakla birlikte, bunların dışında meydana gelen hasarlardan, kıymet azalmalarından, bunların kendi kusurundan meydana gelmediğini kanıtlamadıkça intifa hakkı sahibi sorumludur. Aynı zamanda, intifa hakkı sahibi, intifa hakkının sınırlarını aşarak elde ettiği ürünleri de tazmin etmekle yükümlüdür.

İntifa hakkı sahibinin bu sorumluluklarına karşılık, intifa hakkı sahibi, yükümlü olmadığı halde eşyaya yaptığı masraf ve eklemeler için vekaletsiz iş görme hükümlerine göre tazminat isteyebilir. Gerek malikin gerekse intifa hakkı sahibinin tazminat talebi malın iadesinden itibaren 1 sene geçmekle zamanaşımına uğramaktadır.

Gayrimenkul Hukuku benzer yazılar;

İzale-i Şuyu – Ortaklığın Giderilmesi – Davası Nedir?

İzmir gayrimenkul avukatı arayışlarınızda, izmir avukat herhangi bir hukuki probleminizde sizlere yardımcı olmak için bizimle iletişime geçmek için tıklayınız.

Karaçanta Avukatlık ve Hukuk Bürosu

Gayrimenkul hukuku, ağırlıklı olarak çalışma alanlarımız arasındadır. İzmir’de gayrimenkul davalarına baktığımız ve edindiğimiz tecrübeyi güncel hukuki mevzuatla birleştirerek gayrimenkul davası sırasında en iyi şekilde temsil edilmeniz hususunda gerekli hukuki desteği vermekteyiz. izmir gayrimenkul avukatı arayışınızda, gayrimenkul hukuku ile ilgili olarak, internet sitemiz ve avukat@karacanta.av.tr e-posta adreslerimiz üzerinden avukatlarımıza soru yöneltebilir, süreçleri, hukuki statünüz, haklarınız ile gayrimenkul davası ücret ve masrafları konusunda ücretsiz ön bilgi alabilirsiniz. “gayrimenkul dayası” konusunda hukuki destek almak ve avukat arayışlarınızda bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Ticaret ve Şirketler Hukuku

Dava – Mahkeme

Dava Açmak Ne Demektir?

Dava açmak bir kişi veya kuruluş aleyhinde mahkeme önünde bir hak talebinde bulunmak demektir. Haksızlığa uğradığınızda, hakkınızı alamadığınızda mahkemeler araya girecek “Türk Milleti adına” yargılama yaptıktan sonra hakkınızı size teslim edecektir.

Dava Nasıl Açılır?

Dava mahkemeye vereceğiniz bir dilekçe ile açılır. Dava dilekçesi, dava harca tabi ise harç ve gider avansının, harca tabi değil ise sadece gider avansının tahsil edilmesinden sonra ilgili mahkemeye kayıt olur ve bu tarihte davanız açılmış olur. Bu tarif kolay görünse de dava açmak önemli yasal sonuçları olan ve mali yük getirmesi ihtimali bulunan ciddi bir iştir. Unutmayınız ki; davayı açmak işlemi basit olsa da işin kendisi son derece ciddidir ve bazen uzun süre alır. Bu hususu mutlaka göz önünde bulundurmalı ve yaptığınız işin göründüğü kadar basit olmadığını, sonuçlarının çok ciddi olabileceğini bilmelisiniz.

Davalar Uzun Sürer mi?

Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre 2010 yılında bir hukuk davasının karara bağlanması Türkiye genelinde ortalama 209 gün almıştır. Bu süre mahkemelere göre değişiklik göstermektedir. Örneğin 2010 yılında bir dava ortalama olarak;Aile Mahkemesinde 165 günde, Sulh Hukuk Mahkemesinde 109 günde,Asliye Ticaret Mahkemesinde 455 günde, İş Mahkemesinde 446 günde,Fikri Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinde 544 günde karara bağlanmıştır.

Dava Açmasam Daha mı İyi?

Haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüz durumlarda mahkemelere başvurup hakkınızın size iade edilmesini talep etmek anayasal hakkınızdır. Bu hakkınızı kullanmaktan çekinmeyiniz. Ancak bu hakkınızı kullanırken konuyu etraflıca değerlendirmeniz gerekir. Davayı kazanma ihtimalinizi, kaybettiğiniz takdirde davanın size kaç liraya ve ne kadar zamana mal olacağını önceden hesaplamanız lehinize olacaktır.

Davamı Nerede Açmalıyım?

Davalar yetkili ve görevli mahkemelerde açılmalıdır. Hangi tür mahkemenin görevli olduğunu tespit ettikten sonra, hangi yer mahkemesinin yetkili olduğunu da belirlemeniz gerekir. Bu sorunun kısa bir cevabı olmadığı ve hatalı mahkemeye başvurmak zaman, para ve hak kayıplarına yol açabileceği için davanızı açmadan önce bu konuda bir hukukçudan profesyonel yardım almanız faydalı olabilir.

Avukat Tutmak Zorunlu mudur?

Hayır, avukat tutmak zorunlu değildir. Ancak bir avukatın size çok yardımı olacağını unutmayınız. Hukuk ve usul konusunda bilgi sahibi olduğunuza kesin olarak emin değilseniz bir avukatın yardımına başvurunuz.

Dava Açmadan Önce Neleri Bilmem Gerekir?

Bir avukat yardımından faydalanmayacak iseniz aşağıdaki soruları kendi kedinize sorunuz;

a) Dava açmak için yeterli bilgiye sahip olduğunuza emin misiniz?

b) Davanızı takip etmek konusunda kararlı mısınız? Dava açtıktan sonra takip etmeyi ihmal etmeniz, davanızın reddedilmesine veya açılmamış sayılmasına neden olabilir.

c) Davanızın olumsuz sonuçlanması halinde ne gibi sonuçlar doğuracağını değerlendirdiniz mi?

Bir avukatınız varsa sizi bu konularda tam olarak bilgilendirmesini talep ediniz;

a) Davanızın size maliyeti ne olacaktır? (Dava harcı, masraflar ve avukatlık ücreti vs.)

b) Davayı kaybetmeniz halinde katlanacağınız ek maliyet ne olacaktır? (Tamamlanacak dava harcı, karşı tarafa ödenecek avukatlık ücreti, mahkeme masrafları vs.)

c) Uğradığınız haksızlığın giderilmesi için başvurulabilecek başka hukuki yöntemler var mı?

Dava Açmak Masraflı mıdır?

Evet, dava açmak masraflı olabilir. Ülkemizde yargı masrafları Avrupa ülkelerindeki örneklere göre düşüktür. Yine de davanın türüne ve süresine göre masrafların ciddi boyuta gelmesi söz konusu olabilir. Bu konuda hazırlık yapmanız ve muhtemel masrafları önceden öğrenmeniz gerekir. Dava süreci boyunca masraflar kural olarak dava açan kişiden alınır. Masrafı yatırmadığınız takdirde mahkeme ilgili işlemden vazgeçtiğinizi varsayar, bu durum davanıza zarar verebilir.

Dava Masraflarını Geri Alabilir miyim?

Davayı kazandığınız zaman Mahkeme masrafların karşı taraftan alınarak size ödenmesini emreder. Ancak size ödenecek masrafların sadece yargılama masrafları olduğunu unutmayınız. Davaya hazırlık için yaptığınız masraflar, ulaşım giderleri, avukatınıza ödediğiniz vekalet ücreti gibi bazı masraflar size geri ödenmeyecektir.

Dava Bittiğinde Hakkımı Doğrudan Alabilir miyim?

Kural olarak mahkeme kararlarına dayanarak icra takibi başlatabilmek için kararların kesinleşmiş olması gerekmez. Ancak kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe icra edilemez. İdari yargı mercilerinin kararları kesinleşmese dahi idari makamlarca 30 gün içerisinde yerine getirilmelidir.

Mahkeme Kararı Kesinleşti. Şimdi Ne Olacak?

Mahkemeyi kaybeden taraf kendiliğinden mahkemenin emrettiği kararı yerine getirebilir ve size mahkeme masraflarını da ödeyebilir. Bunu yapmadığı takdirde icra dairesine başvurup kararın icra kanalıyla yerine getirilmesini sağlamanız gerekir.

Karşı Taraf Bulunamazsa Ne Olur?

Savunma hakkı anayasal bir haktır. Mahkeme hiç kimse hakkında kendiliğinden karar vermez. Bir davetiye göndererek hakkında dava açıldığını bildirir, dava hakkında diyeceklerini sorar, kararını verirken onun savunmasını da göz önünde bulundurur. Ancak kişilerin ortadan kaybolarak, davalardan kurtulmaları da başkalarının hakkını ihlal edecektir. Bu nedenle, bu hakkın kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla resmi kayıtlarda bulunan adrese tebligat ve ilan yoluyla tebligat imkanı da tanınmıştır

Benim Eski Adresime Tebligat Yapılırsa Ne Olur?

Yeni adresinizi bildirmek sizin sorumluluğunuzdur. Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan yargı merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.

Dava Açarken Kimden Yardım Alabilirim?

Dava açmak için bir avukatın yardımına başvurmak en doğrusudur. Bu alanda yeterli bilgiye sahip olduğunuza inanıyorsanız kendiniz de dava açabilirsiniz. Hukukçu olmayan kişilerin yardımıyla hareket etmeniz aleyhinize çok ciddi sonuçlar doğurabileceğinden bu kişilerin yardımına başvurmayınız. Arzuhalci olarak tabir edilen kişilerin yönlendirmesi ile hareket etmenin hak kayıplarına neden olabileceğini unutmayınız.

Davayı Açacağım Mahkeme Bana Yardımcı Olur mu?

Hayır. Mahkemeler danışmanlık yapmazlar. Mahkeme hakimi de, mahkemede görevli diğer kişiler de size açacağınız dava konusunda yardımcı olamaz, yol gösteremez.

Hakimle Görüşsem Faydası Olur mu?

Devam eden dosyanız hakkında hakimle görüşmeniz doğru değildir. Hakimlerin dosya üzerinde görüş açıklamaları, kararlarını önceden taraflardan birine söylemeleri mümkün değildir. Bu konuda ısrarcı davranmanız aleyhinize ciddi sonuçlar doğurabilir.

İnternet Güvenilir Bir Kaynak mıdır?

Hayır, internet her zaman güvenilir bir kaynak değildir. Ancak güvenilir olduğuna emin olduğunuz bazı siteler size yararlı olacaktır. Adalet Bakanlığına, Yargı Kurumlarına, Barolara ait sitelerden veya güvenilir olduğuna kesinlikle emin olduğunuz özel kişilere ait sitelerden yararlanabilirsiniz. Forumlar, güvenilir olduğuna emin olmadığınız siteler, kaynağı belirsiz yazılar, zincir e-postalar gibi kaynaklara güvenerek hareket etmeniz çok ağır sonuçlar doğurabilir. İnternet yoluyla elde ettiğiniz bilgileri mutlaka güvenilir kaynaklardan doğrulayarak kullanmanız gerekir.

izmir avukat arayışınızda tüm hukuki süreçlerinizde yanınızda olmamız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Ticaret ve Şirketler Hukuku

İzmir Göztepe Avukat

Göztepe avukat mı arıyorsunuz?

Doğru adres için Göztepe avukat arayışınızda bizlere ulaşabilirsiniz. Göztepe avukat iletişim numaramızdan arayarak Göztepe’de aradığınız hukuki yardım için avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetimizi alabilirsiniz. Göztepe avukat ihtiyacınızda sizlere destek olmak için bizimle iletişim kurmanız yeterlidir. Bizler size Göztepe’de avukatlık bürosu arayışınızda hukuki destek olmaktayız. İzmir Avukat arayışınızda yanınızda olup sizlere hukuki destek vermek isteriz. Avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetlerimizle dava ve hukuki problemlerinizde sizlerin yanındayız.

İzmir boşanma avukatı , izmir ceza avukatı , izmir borç avukatı , izmir alacak avukatı , izmir tazminat avukatı , izmir miras avukatı , izmir işçi avukatı , izmir işveren avukatı , izmir sigorta avukatı , izmir bilişim avukatı , izmir ticaret avukatı , izmir doktor avukatı , izmir hekim avukatı , izmir emlak avukatı , izmir emlakçı avukatı , izmir icra avukatı , izmir icra-takip avukatı , izmir idari avukat , izmir iflas avukatı , izmir patent avukatı , izmir marka avukatı , izmir trafik avukatı , izmir kaza avukatı , izmir uluslararası hukuk avukatı , izmir vergi avukatı , izmir yabancılar hukuku avukatı , izmir vatandaşlık hukuku avukatı , izmir temyiz avukatı , izmir tüketici avukatı , izmir istinaf avukatı , izmir velayet avukatı , izmir vasiyet avukatı , izmir evlat edinme avukatı , izmir kat mülkiyeti avukatı , izmir kamulaştırma avukatı , izmir sağlık avukatı , izmir hasta avukatı , izmir öğrenci avukatı , izmir gayrimenkul avukatı , izmir dernek avukatı , izmir sözleşme avukatı , izmir aile avukatı , izmir şirket avukatı , izmir iyi avukat , izmir en iyi avukat , izmir başarılı avukat , izmir eşya avukatı , izmir mülkiyet avukatı , izmir kat mülkiyeti avukatı , izmir mülkiyet edinme avukatı , izmir medeni avukatı , izmir kişiler avukatı , izmir avukatlık bürosu , izmir hukuk bürosu , izmir dava avukatı , izmir avukat listesi , izmir avukat ücretleri , İzmir’in en iyi avukatı , hukuki soru sor , dava , ceza kelimelerini arama motorlarında arattığınızda sizlere yardımcı olacak tüm Avukatlık hizmetlerimiz için tıklayınız.

İzmir avukat arayışınız için bizimle iletişime geçmek için tıklayınız.

Dernekler ve Vakıflar Hukuku

Tebligat (Adliyeden Kağıt Geldi)

Adliyeden kağıt geldi!

Mahkeme, Cumhuriyet Savcılığı veya icra da­irelerinden size gelen her “kağıt” resmi bir işlem hakkında size bilgi vermek için gönde­rilmiştir. Bu kurumlar tarafından gönderilen kağıda “tebligat” adı verilir. Tebligat aldığınızda avukatlık hizmeti ve hukuki danışmalık almak için bize ulaşmak için tıklayınız.

Adliyeden yazı gelince ne yapmalıyım?

Üzerini dikkatle okursanız gereken tüm bil­gilerin yazılı olduğunu göreceksiniz. Eğer bu bilgilerin karmaşık veya anlaşılmaz olduğu düşüncesinde iseniz bir avukatın yardımını alabilirsiniz. Elinizde tebligat ile birlikte adliyeye gittiğinizde Danışma Masasındaki gö­revliler de size yardımcı olacaktır. Adliyeden gelen her yazının resmi bir iş sebebiyle gönderildiğini ve büyük ihtimalle süreli olduğu­nu unutmayınız.

Tebligat ne hakkındadır?

Tebligat size hukuki bir işin haber verilmesi için gönderilmiştir. Devlet, sizin aleyhinize veya le­hinize olabilecek bir iş hakkında sizin ifadenize veya yardımınıza ihtiyaç duyulduğunda size haber vermekte ve sizin kendi hakkınızı savun­manızı, bilgi veya gördüğünüzü anlatmanızı ya da şikâyetlerinizi dile getirmenizi beklemekte­dir. Unutmayınız ki tebligat her konuda olabilir. Tanık olarak çağrılmanız, borcunuz olduğu için aleyhinizde icra takibi başladığının bildirilmesi, dava gününün bildirilmesi gibi pek çok değişik konuda tebligat gönderilir. Hangi mahkeme veya makam tarafından ne sebeple gönderildi­ği tebligatın üzerinde yazılıdır. Lütfen dikkatle okuyunuz.

Tebligatı kim gönderdi nereden anlarım?

Tebligatın sol üst köşesinde gönderen makamın ismi yazılıdır. Örneğin; Bayraklı 2. İcra Daire­si, İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi gibi. Ayrıca hangi işe ait olduğunu belirten bir numara var­dır. Bu numaraya esas numarası denir.

Esas numarası nedir?

Mahkemeler işleri düzenli olarak yürütebil­mek için her dosyaya ayrı bir numara verir. Bu numara esas numarası olarak adlandırılır ve “E:” şeklinde kısaltılır. Esas numarasının basit bir mantığı vardır. İlk bölümü davanın açıldığı yılı ikinci bölümü ise o yıl içerisinde acılan kaçıncı dava olduğunu gösterir: “E: 2009/65” veya “E: 09/65” şeklinde yazılır. Her mahkeme ayrı numara verdiği için dos­yalar mahkeme adı ile birlikte anılır. Örneğin; İzmir Ağır Ceza Mahkemesi E:08/103.

Tebligatı ne yapayım?

Tebligatı mutlaka saklayınız. Üzerinde yazan bilgiler size gerekli olacaktır.

Tebligatı aldım, hiçbir işlem yapmasam olmaz mı?

Halk arasında “tebligatı alınca hiçbir şey yap­mazsam hukuki süreç başlamaz” şeklinde bir yanlış inanış vardır. Tebligatı alınca hiçbir şey yapmama yanlışına düşmeyiniz. Tebligat size geldiğinde hukuki bir işlem başlamıştır. Sus­mak demek, hakkınızı tehlikeye atmak de­mektir. Hukuk mahkemelerinde davaya cevap vermediğinizde aleyhinizdeki iddiaları reddet­tiğiniz varsayılır; ancak davayı takip etmedi­ğinizde mahkemeye delil göstermek ve karşı tarafın gösterdiği delillere cevap vermek başta olmak üzere, pek çok hakkınızdan vazgeçmiş olursunuz. İcra dairelerinden gelen “ödeme emri” gibi tebligatları aldıktan sonra hiçbir şey yapmamanız ise çeşitli hak kayıplarına yol aça­bilir.

Hiçbir işlem yapmasam ne olur?

Unutmayın ki, devlette işler sürüncemeye bı­rakılmaz. Her işin bir süresi vardır. Tebligatı aldığınız anda o süre işlemeye başlamıştır. İtiraz hakkınızı kaybedebilirsiniz, hak kaybı­na uğrayabilirsiniz, borç altına girebilirsiniz, borcu kabul etmiş sayılabilirsiniz, hatta bazı durumlarda polis tarafından zorla götürülebilirsiniz.

Tebligatı muhtara bırakmışlar, almasam olmaz mı?

Evde yoksanız ihbar kapıya yapıştırılıp tebligat muhtara bırakılır. Tebligat muhtara bırakıldı­ğı gün size bırakılmış sayılır. Almasanız dahi süreler işlemeye başlamıştır. Yukarıda sayılan tüm olumsuz durumlar başınıza gelebilir.

Tebligatı Eski Adresime Göndermişler, Haberim Olmadı!

Daha önce adli birimlerden tebligat aldığınız ad­resiniz değişmiş ise, yeni adresinizi bildirmek sizin sorumluluğunuzdur. Yeni adresinizi bildirmez iseniz nüfus müdürlüğünde kayıtlı olan adresi­nize tebligat yapılır. Bu nedenle mutlaka güncel adresinizi nüfus müdürlüğüne bildiriniz.

Nüfus müdürlüğünde kayıtlı adreste hiç oturmamış olsanız veya adresten ayrılmış olsanız bile, tebliğ memuru veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder. Ayrıca teslim edilen yerin adresini ihbarnameye yazarak bu ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. Kapıya yapıştırma tarihi tebliğ tarihi sayılır.

Nüfus müdürlüğüne kayıtlı adresinizin olmaması durumunda ise tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi kabul edilir. Bundan sonra eski adresinize çıkarılan tebliğler size yapılmış sayılır.

Davalarınızın kontrolü için uyap vatandaş portalını kullanabilirsiniz. Tüm hukuki sorunlarınızda profesyonel hukuki destek almanız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.